Vergiden Kaçınma Hakkında...

1.       Vergiden Kaçınma

2.1 Genel Olarak

Vergiden kaçınma, vergiyi doğuran olaya neden olunmaması suretiyle vergi yükünün dışında kalma çabalarını ifade etmektedir. Vergi kanunları; vergi borcunun doğumunu kural olarak vergiyi doğuran olaya bağladıklarından, mükelleflerin bu olaylara neden olmamaları ya da kendileri için hukuki bir durumun gerçekleşmesine yol açmamaları halinde, kendileri için vergi borcu ortaya çıkmayacaktır. Mükelleflerin; vergi kapsamı dışındaki kaynaklardan kazanç veya irat elde etmeye çalışması veya vergi dışı servet unsurlarını edinmeye çaba göstermesi vergiden kaçınmaya yol açar. Yapılan açıklamalarda açıkça gözleneceği üzere, vergiden kaçınmanın kanunlara aykırı herhangi bir yanı yoktur. Bu amaçla mükellef, çeşitli vergi uygulamalarının kendisine olabilecek etkilerini asgariye indirebilmek amacıyla profesyonel danışmanlardan, uzmanlardan, vergi planlayıcıları ve muhasebecilerden yararlanabilir.Yasa boşluklarının bulunması ve değerlendirilmesi açısından mükellefler ve mali danışmanların girişimleri yanında, bu boşlukları kapatabilmek ve gerekli yasal düzenlemelere olanak hazırlamak için gelir kuruluşunun çabaları vardır. Bu yöndeki uygulamalar, vergi mevzuatının karmaşık ve içinden çıkılmaz hale gelmesinde büyük rol oynamaktadır (Rayner; Akdoğan 2007:165-166'dan alıntı).Böylece mükellef, boşluklardan yararlanmak ve vergiyi doğuran olaya neden olmamak suretiyle, kendisi için vergi borcunun doğmasını engellemiş olmaktadır. Özellikle yüksek marjinal vergi oranlarının geçerli olduğu vergi uygulamaları vergiden kaçınmayı özendirir. Bu durum, sahip olunan kıt kaynakların kullanımı ve değerlendirilmesi bakımından olumsuz sonuçlarla karşılaşılmasına yol açabilir. Vergi dışı alanların araştırılması çabaları ve bu konularda vergi danışmanlarından yararlanma konusundaki girişimler, hem para hem de zaman kaybı dolayısıyla maliyet yaratırlar. Vergiden kaçınma; vergilerin olumsuz özendirme yaratması dolayısıyla ortaya çıkan bir uygulamadır. Sağlanmış olan vergiden kaçınma olanakları nedeniyle, vergi oranlarındaki herhangi bir artış vergiden kaçınmayı artırabilir. Tersine, vergiden kaçınma için boşluklar kapatılmış ise yüksek vergi oranları, çalışma gücünün azaltılması sonucunu yaratabilir (Sandford, 1978:114; Brownlee - Allen 1960:261; Akdoğan 2007:166'dan alıntı). Bireysel olarak ve sosyal açıdan refah kaybına neden olan bu etki, uygulamaya konulmuş olan verginin de fonksiyon görmemesine yol açar (Akdoğan, 1999:98).  Örnek verecek olursak, işletmelerin vergi konusuna girmeyen kaynaklardan kazanç ve irat sağlaması veya vergiye tabi olmayan mal ve hizmetleri satın almak suretiyle vergiden kaçınması mümkündür (Tuncer, 2008). Bireylerin vergi yükümlülüklerini azaltmaya yasal olarak çalışabilecekleri araçların ço­ğunun temelini oluşturan başlıca üç ilke vardır (Stinglitz, 1994:742) : Gelir aktarımı, vergi ertelemesi ve vergi arbitrajı  Gelir aktarımı, bir ailenin çocuklarına varlık aktararak toplam aile vergi yükümlülüğü­nü azalttığı, artan oranlı vergi sistemlerinde gerçekleşir. Vergi ertelemesi, bugünkü bir doların yarınki bir dolardan daha değerli olduğu kavramı­na dayalıdır. Böylece, gelecekte ödenen vergiler, bugün ödenen vergilerden daha az mali­yetlidir. Vergi arbitrajı, farklı gelir türleri ve farklı bireyleri vergilendiği faklı oranların avantajından yararlanmayı ifade eder (Stinglitz, 1994:734). Vergi arbitrajı,sermaye gelirlerinin çeşitli şekillerinin farklı vergi uygulamalarının avantajından ve özellikle birey hesabından çekinceye kadar vergilenmeyen sermaye ge­lirlerinin belli türlerine izin veren hükümlerden yararlanır (Stinglitz, 1994:742). Vergiden kaçınma olayına diğer taraftan bakıldığında kanun koyucunun da kanunlara kaçınma yönünde hükümler koyduğu görülmektedir. Bu yolla kanun koyucu bazı alanları teşvik etmekte, bazı alanların ise ca­zibesini azaltmaktadır. Kanun koyucu bu tür farklılıkları ortaya koyarken bazen iktisadi hayata yön verme amacında, bazen söz konusu gelirden veya işlemden daha fazla gelir elde etme amacında, bazen de toplumdaki sosyal dengeleri koruma amacında olmaktadır.  Örneğin KDV kanununda I sayılı tarifede yer aldığı için ekmek için uy­gulanan KDV oranı % 1, II sayılı tarifede yer aldığı için süt ve yoğurt için uygulanan KDV oranı ise %8'dir. Ekmek tüketmek veya bunun yerine süt tüketmek alternatifi arasında olan bir kişinin ekmek tüketmek istemesi ken­disine daha az maliyetli olacağı için daha rasyoneldir. Kanun koyucu da bir bakıma KDV oranlarını farklılaştırmak suretiyle kişilerin daha çok süt ve yoğurt yerine daha çok ekmek tüketmelerini tercih etmekte veya ekmek daha çok tüketilen bir madde olduğu için ekmeğin tüketicilere olan maliyetini azaltmak istemektedir. Tüketimi yapacak olan kişiler de daha az süt tüketerek vergiden kaçınmaktadırlar ve kanun koyucu da aslında bunu teşvik etmekte­dir (Şişman, 2003:42).

            2.2 Genel Olarak Vergiden Kaçınma Yolları

Genel olarak vergiden kaçınma yollarının bazıları aşağıdaki gibi sıralanabilir  (Şişman, 2003:38):
  • Yeniden değerlemeden ve bu değerlemenin vergisel avantajından yararlanmak,
  • Azalan bakiyeler usulü ile amortisman ayırmak,
  • Fevkalade ve teknik amortisman ayırmak,
  • Amortisman ayırma yöntemini değiştirmek,
  • Serbest bölgelerde şirket kurmak ve ticari faaliyetlerini serbest bölgelere aktarmak,
  • Yıllara sari inşaat ve onarma işlerinde iş ortaklığı yerine adi ortaklık kurmak,
  • Geçici vergi dönemlerinde de yatırım indiriminden faydalanmak için bir önceki yıl kurumlar vergisi beyannamesinde, öngörülen yatırım indirimini mutlaka göstermek,
  • Uzun yıllar kar elde edilemeyecekse maliyete atma veya gider yazma konusunda ihtiyarilik tanınan giderleri maliyete atarak sonraki dönemlerde amortisman ayırmak,
  • Hangi yöntem daha az vergi ödenmesine olanak sağlıyorsa maliyet bedeli artırımı ve gayrimenkul ve iştirak hisseleri satış kazancı istisnası yöntemlerinden birini tercih etmek, gibi.

2.3 Vergiden Kaçınmanın Sonuçları

Vergiden kaçınmak mükellefin vergi yükünü yasal yollarla düşürme gayretleri olduğundan ve bu durumda kişi veya kurum vergi kanunlarına uygun hareket ettiğinden yasal olarak bu durumun suç olarak değerlendirilmesi mümkün olmamaktadır. Eğer bir ülkede vergiden kaçınma yolları çok fazla ve bu sebeple mükellefler vergiden kaçınıyorsa burada sorumlu olan mükel­leflerin kendileri değildir. Bu durumda vergi kanunlarında yer alan vergiden kaçınma yollarını yasal düzenlemelerle azaltmak gerekmektedir.
Copyright 2017 - Smmm Mehmet Gökçe - Tüm Hakları Saklıdır
Copyright 2017 - Smmm Mehmet Gökçe - Tüm Hakları Saklıdır